Thursday, April 26, 2007

"Uyduruk mikrop" kapmışız

23 Nisan pazartesi günü, büyük çekirdeğimin okulda gösterisi vardı. Onda hiç heyecan belirtisi olmamasına rağmen, ben çok heyecanlıydım.

Günler öncesinden ağızından laf almaya çalışıyordum zaten, gösteriniz nasıl, kostümünüz nasıl diye.
Ama ağızından hiç laf alamamıştım. Kesinlikle bahsetmiyordu. Sadece bir kere "mavi pantalon" çıkmıştı ağızından, o kadar.

Bir de en önde olduğunu biliyordum sadece. Daha önce bahsetmiştim, oğlumun bale dersiyle ilgili sorunu olduğunu. Öğretmeniyle o sorunu çözdükten sonra, çocukları 23 Nisan gösterisine hazırlayan öğretmeni onu en ön sıraya almıştı.



Gösteriden önceki cumartesi günü, dışarıya çıkmıştık.
Eşim arabayı yıkatmaya götürürken, bizi de bir alışveriş merkezine bırakmıştı. Büyük çekirdeğin istediği boyalardan aldık ve biraz dolandık. Minik de yanımızdaydı. Sonra eşim gelip bizi aldı. Herşey çok güzeldi. Oğlum istediği boyalara kavuşunca çok mutlu olmuştu.

Sonra yemek yemeye gittik. Yemekte de problem yoktu. Biraz dolaştıktan sonra eve döndük. Oğlanları babalarıyla bırakıp, biraz uzanmıştım. Sonra kalkınca, büyük çekirdeğin suratından birşeylere bozulduğunu anladım. Tabii herzamanki gibi birşey söylemedi. Çocuklara akşam yemeklerini ısıtırken, başladı oğlum karnım ağırıyor diye.
Yemek yememek için zaten sürekli söylediği şey "karnım ağırıyor".
Herzamanki gibi aldırmadan yemeğini yemesi için uğraştım ve yedirdim.

Sonra bir ara sebebini hatırlayamadığım birşey için biraz dalaştıktan sonra yatıp uyumuştu.
Ama hep aynı şeyi tekrar ederek; "karnım ağırıyor".

Daha önceki yorumlar bölümünde de bahsetmiştim, bunun hep psikolojik olduğunu. Hatta kendi kendini kusturduğunu. Yine numara yaptığını anlamıştım. Gece de zaten uykusundan kalkıp, başladı kendini zorlamaya. Bana yemek yedirdin, bak kusuyorum diye zorladı kendini yine.
Pazartesiye kadar da yine birşey yemeyerek geçti.



Gösteri günü biraz heyecanım da bu durumdan dolayıydı. Acaba kendisini strese sokar mı diye. Fakat okula gidince, onun gayet iyi ve neşeli olduğunu gördüm. Gösteri salonu çok kalabalıktı. Beni görmeme ihtimali çok yüksekti. Sahneye çıktığında da yüzümün önünde kameram duruyordu. Fakat zoomlayınca, onun kocaman gözlerle beni aradığını gördüm.

Gösteri çok güzel geçti. Mavi beyaz kostümleri ve siyah şapkaları vardı. Kızlı erkekli çiftler oluşturup, güzel bir dans gösterisi sundular.
Oğlum da gerçekten en öndeydi.
Onu bu şekilde sahnede izlemek çok duygulandırdı beni.
Daha önce gittiği yuvada gösteri günleri hep özel günlere denk geldiği için ve o zamanlar da minik henüz aramızda olmadığı için, genellikle şehir dışında olduğumuzdan, hiç bir gösteriye katılamamıştı.
O yüzden onu ilk defa gösteri yaparken görünce, çok duygulandım, gurur duydum.

Etkinlik bitince de, onu anneanesi ve dedesiyle beraber MC Donald's a ve parka götürdük. Çok eğlenmişti. O mutlu oldukça ben daha da mutlu olmuştum.

Akşam ise, yemeğe oturmadan önce, yine karın ağırısı tuttu, birşey yemek istemedi. Ertesi gün de zaten resmi tatildi, birşeye zorlamadım, acıkınca yer dedim.

Ertesi gün, yani salı günü, çocukları alıp anneme gittik. Orada biraz ısrarla bir dilim pizza yedi ancak. Sonra dayısının bilgisayarında oyun onadı, keyfi yerindeydi. Miniğin de keyfi yerindeydi.

Akşam eve döndükten sonra, yarın okula gidip gitmeyeceğini sordu. Ben de tatil bitti, yarın okul var dedim.
Evde vakit geçirmekten keyif aldığı için, gitmek istemedi. Sonra başladı yine karın ağırısı. Kayınvalidemle telefonda konuştuk, durumu anlattım. Gelip bir baktı. Doktor olan kayınvalidem, karnında bağırsak hareketlerinin fazla olduğunu söyledi. Zaten karnına dokununca acıdığını söylüyordu oğlum. Sabah kaka tahlili yaptırın dedi.

Ben yine birşeyin çıkmayacağına emindim. Fakat sabah olunca, hastaneye gideriz dedim.
Gece, hepimiz uyurken, saat tam 03.00'tü. İkisi birden uyandı. Büyük çekirdek ishal olmuştu, minik de kusuyordu. Tam aynı dakikada. Büyük çekirdeğin üstünü değiştırıp tekrar yatırdık. Sonra eşimle kusmuk içinde olan miniği banyoya sokup, yıkadık.

Sabah da, dün yani, apar topar hastaneye gittik. Neyse ki çok önemli bir mikrop değilmiş. Beta ya da rota mikrobundan korkmuştum, ama ikisi de değildi.
Büyük çekirdek için doktorumuz psikolog önerdi. Şu an gerçekten ishaldi ve ilaç yazdı. Fakat tarif ettiğim kusmaları kendi yapıyor dedi.

İlaçlarımızı alıp eve döndük. Kayınvalidem de bizimle gelmişti. Gece 3'ten beri uyumadığım için, öğle yemeğinden sonra minikle yattık. Büyük çekirdek de babaannesiyle oturdu. Minik tam beş saat uyudu. Ben ise yattıktan iki saat sonra şiddetli bir karın ağırısıyla uyandım. Bütün gün kıvranıp durdum. Ancak geceye doğru biraz rahatladım.

Şimdi daha iyiyim ve en azından ayağa kalkabiliyorum. Minik de gece sadece bir kere kustu. O da iyi birşey. Çünkü dün sabaha kadar 7 kere çıkartmıştı.


Her sene okuldaki salgın hastalıklar artıyormuş ne yazık ki. Hele geçen hafta 40 tane çocuk geldi bu şikayetlerle dedi doktorumuz.
İçlerinden sadece iki kişide rota çıkmış. Diğerlerinde ise (bizde olduğu gibi) "uyduruk mikrop". "Uyduruk mikrop" tanımlamasını doktorlar kendi aralarında söylüyorlarmış.

Şu an yine halsizlik başladı bende. Fakat büyük çekirdek bizi daha çok endişelendiriyor. Niye böyle yaptığını bir türlü anlayamıyorum. Kardeşinin doğumu onu o kadar değiştirdi ki. Ve zamanla geçer dediğimiz şey gittikçe daha da artıyor.
Artık bizi aşar duruma geldi herşey :(

16 comments:

KUGUU said...

Aaaaa ciddi ciddi rahatsizlanmissiniz. Hay Allah, acil sifalar dilerim AYCICEGIcgm. Buyuk cekirdek icin ise yapabilecegm hicbir yorumum yok, zor durum olmali, bir pedagog gibi bilene danissaniz.

[ fiкяiмiи iиcє güℓü ] said...

çok geçmiş olsun canım ya..:( inşallah çabucak toparlanırsınız.:)
seni böylesine gururlandıran, yakışıklı büyük çekirdek te umarım en kısa sürede kendine gelir.. öpüyorum onları..:)))

renkler said...

Canım çok geçmiş olsun. Büyük çekirdek için üzüldüm. Mutlaka bir çocuk psikoloğuna götürün diyorum. Gerçekten işe yarıyorlar. Bunda üzülecek, korkulacak birşey yok. Bizim yan komşuların büyük kızı da küçük bebek doğduktan sonra çok değişmişti. Hatta annesine ismi ile sesleniyor, bana filan anne diyordu. Düşün tepkiyi! Sonra kendiliğinden düzeldi ama destek alırsanız hiçbir sorun kalmaz. O da çocuk daha!

cenebaz said...

Ayçiçeğim, hepinize çok geçmiş olsun. Gerçekten sürülüyor bu hastalık galiba, benim de babam oldu, yakınımız birileri daha olmuş. Büyük çekirdek için de doktorun dediği gibi pedagoğa gitmek iyi olacak gibi. Canım benim, kimbilir ne fırtınalar kopuyor içinde? Ah, ah, iyi bilirim. 6 yıldan sonra kardeşim olunca ben de az burulmamıştım:)

Gamzeli said...

Ayy kıyamam yaa..Çok geçmiş olsun hepinize...umarım en kısa zamanda düzelirsiniz...Psikoloğa götürsen eminim rahatlayacaktır...

Hayırlı Cumalar

[ fiкяiмiи iиcє güℓü ] said...

nasıl oldunuz canım.. umarım iyileşmişsinizdir hepiniz. merak ettim sizi..

Ayçiçeği said...

KUĞU'cğm, sağol canım. Gerçekten de hiç böyle olmamıştı. Yani hepimizin aynı anda rahatsızlanması. Fakat geçti çok şükür.
Büyük çekirdeğim için bu hafta görüşeceğim bir psikologla. Kardeş kıskançlığını bu küçük yaşında çözmemiz en iyisi.

Ayçiçeği said...

FİKRİMİNCEM, canım benim, iyiyiz şimdi sağol. Ben de herşeyin düzeleceğine inanıyorum :)

Ayçiçeği said...

RENKLER'cğm, ben de öyle düşünüyorum. Bazı çocuklar kardeş durumunu çok rahat karşılarken, bazıları da bir türlü kabullenemiyor. Ama daha çok küçük ve bu yaşta halletmek istiyorum bu sorunu. Daha kötüye gitmesindense, şimdiden bir uzmandan yardım almak daha iyi. Bu hafta başlayacağız inşallah.

Ayçiçeği said...

ÇENEBAZIM, teşekkür ederim canım. Elimizden geleni yapıyoruz zaten. Fakat çaresiz kaldığımız zamanlar oluyor işte. Bu hafta görüşeceğiz psikologla. Bakalım neler olacak.

Ayçiçeği said...

GAMZE'cğm, teşekkür ederim canım. Ben de düzeleceğine inanıyorum. Sonuçta yaşı daha küçük. Ve erken yardım almak en iyisi. Sorun daha da büyümeden hallolur inşallah.

nimetin.blogspot.com said...

aslında siz birde apandistine baktırsanız iyi olur. gecmiş olsun.

nimet

Age35 said...

Geçmiş olsun Ayçiçeği.

Ayçiçeği said...

Nimet'cğm, tekrar gittik doktora. Şimdi iyi çok şükür :)


AGE'cğm, teşekkür ederim.

Nasıl geçti habersiz... said...

Canım benim. çok geçmiş olsun.
ama büyük çekirdeği daha küçükken götür bir uzmana. rahatlasın inşallah o da.
ben de ne zamandır yoktum. bugün yeni yazı yazayım diye açtım.eski yazıya yorum bırakmışsın. ordan sana geldim ki, oooy ooy kıyamam hiçbirinize. Allah'ım şifalar versin.

Ayçiçeği said...

Teşekkür ederim Yağmur Damlacğm, ben de zaten onun iyi olması için gerekeni yapacağım. Şimdi iyi neyse ki. Fakat yine de bir uzmanla görüşeceğim yarın.