Wednesday, December 20, 2006

Bu arada neler yaptım

İster istemez arayı çok uzattım yine, farkındayım:(
Halbuki Giysi seçmek ve Bavulu hazırlamak postlarını hemen arka arkaya yazmaya niyetlenmiştim. Niye araya günler girdi anlatayım.

Geçen hafta, perşembe sabahı annemle telefonda konuşuyorduk. Eşim hafta sonuna kadar iş gezisine çıkmıştı. Çok eskiden, henüz çoluk çocuğa karışmadan önce, eşim gider gitmez, ben annemlere kalmaya giderdim. İşten çıkar, onlara geçerdim. Akşamları tembel tembel yayılır, annemin beni şımartmasına izin verirdim. Sabahları da babamla birlikte evden çıkar, işe giderdik.

Çocuklar olmadan önce eşim çok sık seyahat ederdi. Fakat oğlum dünyaya geldikten sonra, azalttı. Şimdi ise neredeyse hiç gitmiyor. Geçen haftaki bir istisnaydı.
Neyse, o işte gitmişken, annem sordu, niye bize gelmiyorsunuz kalmaya diye. Yalnızken çok kolaydı da, böyle çoluk çocuk birden hop diye hazırlanıp gitmek gözümde büyüdü.

Sonra dayanamadım ok dedim. Nasıl olsa büyük oğlum sabah erkenden okula gitmişti. Küçüğü de oyun parkına bırakıp hazırlandım. Zaten hazırlanma konusunda hiç zorluk çekmediğim için, işim hemen bitiverdi ve çıktık yola.

Annem bize yakın oturur. Arabayla 15-20 dk filan, eğer trafik yoksa. Oğlumun okulu da annemlere çok yakın, böylece onun okula gidip gelmesi de kolay oldu. Akşam ben aldım, ki onun için büyük süpriz oldu. Sabah da ben bıraktım yine. Gerçi bu sefer pek sevinmedi. Çünkü biraz geciktiğimiz için, başkan olma sırası o gün ondayken, başka bir arkadaşına geçmiş, ki bu onu hiç mutlu etmedi.

Ama cuma akşamı onu aldığımda, bir süpriz yaptım ve beraber arkadaşım B.'ye gittik. Böylece hem tatil işini konuştuk, hem de oğlum arkadaşlarını görmüş oldu.
Arkadaşım, güzel bir börek yapmıştı. Görünüşü pizza gibiydi. Zaten börek sevmeyen çocuklarımıza pizza diye yutturmaya çalıştık, fakat yutmadılar:))
Olsun, biz oturduk, afiyetle yedik:)

Şimdi biz bayanlar tatil organizasyonu yapmıştık ya.
Hani hem yılbaşı gecesini içerir, hem de bayram tatili olur diyerekten. Bu fikir bizim beylerin, fiyat listesini gördükten sonra pek hoşuna gitmedi. İstanbul'da geçireceğimiz 3-4 günlük tatil parasıyla yurt dışına çıkılır diye itiraz ettiler, haklı olarak.
E bayramda da çocuklar bırakılamadığına göre, oturup düşünmüştük. Sonuç olarak da bayram ertesi olan perşembe gününden pazara kadar olan zamana karar verip, yer ayırttık.
Böylece bizim tatil bayram ertesine kaydı.

Açıkcası ben memnun oldum. Zaten kalabalık bir grubuz, böylece biz bize oluruz. Çünkü bayram nedeniyle zaten her yer çok kalabalık oluyor. Hem maksat beraber tatil yapmak, ki o da olacak inşallah.
Geriye bir tek yılbaşı gecesini düşünmek kaldı. Önce arada o da kaynamıştı ne güzel, fakat işler değişince, tekrar oturup karar vermemiz gerekecek.

Arkadaşımdan çıkıp annemlere gitmemiz epey zaman almıştı. Çünkü cuma trafiğini hiç hesaba katmamıştım.
Artık bilinçlenen minik çekirdeğimi de bütün gün annemle bırakmıştım, şimdi beni görünce tepkisi ne olacak diye merak ederken, o hiç bana bakmadan, abisinin üzerine doğru "abü, abü" diyerek koşmaya başladı.
Zaten bildiği kelimeler henüz 'mama, anne, baba, anana (annanesi), babab (babanesi), dede ve abü (abisi)'.

Cuma gecesi kayınvalidemle konuşmuştuk. O da çocuklarla gelip onlarda kalmamızı istedi. Böylece cumartesi öğlen de onlara gittik.
Kayınvalidemler bize daha yakın oturdukları için de, önce çocukları ona bıraktım, sonra eşyaların çoğunu eve taşıdım. Biz orada da kalmayı düşünürken, eşim süpriz yapıp erken döndü. Böylece sadece akşama kadar oturup, sonra kendi evimize geçtik.

Bu arada, arada intenete girip, sizlere uğradım, maillerime baktım, bir iki yorum yazdım, fakat oturup postumu yazacak zamanı bir türlü yaratamadım.

Pazartesi günü de bir tembellik, bir yorgunluk çöktü üzerime, canım hiç yazmak istemedi.
Dün de annemle alışverişe çıktık.
Yılbaşı hediyesi alma işini son günlere bırakmayı sevmediğim için, aralığın başında başlarım ufaktan almaya.
Dün de 3 kişiye hediye aldıysam, 4 parça da kendime aldım. Aslında hediye alışverişinde kendime birşey bakmam. Ama dün nasıl olduysa, beğendiğim şeyler çıktı karşıma, ben de biraz kendimi şımartayım dedim. Hazır indirim de varken, bir anorak, çok ince bir kaşmir kazak, bir bluz ve de siyah, dışı şeffaf ipek, altı da saten gibi olan şık, kolsuz bir bluz aldım. Alışveriş adresim de Mango ve Zara'ydı.
XS - S beden giydiğim için, kalıplarını çok severim.
Aldıklarımın resimlerini de çektim. Biraz uğraşmam gerekiyor. Olmadı akşam eşime yükletirim.

Şimdi sıra aslında bavula yerleştirme postuna geldi, biliyorum.
Fakat minik çekirdeğin öğle yemeği saati de yaklaştı.
Ben onu biraz daha erteleyim:)
Ve de şu resimleri yüklemeye çalışayım. Postumu resimlerden önce yayınlıyorum. Çünkü bir kere uğraşırken, bütün post uçup gitmişti. Kenarda da kopya olarak saklayacağıma, şimdi yayınlayım bari :))


E biraz geç oldu uğraşmam, ama işte aldıklarım:)


9 comments:

nes-kafe said...

yeni kıyafetlerini güle güle kullan:) resimleri bekliyorum. bende koyacamda daha çekemedim :D

Ayçiçeği said...

Tesekkür ederim canım. Benimkilerin hazır, çekildi de, buraya koymaya becerebilmem kaldı:)

renkler said...

Aaaaaaa, kıskandım şimdi... XS-S beden mi! Süperrr... Canım maşallah diyeyim de nazarım değmesin. Dediğin gibi Mango ve Zara küçük bedende çok iyi... Bu arada seni kendime çok benzetiyorum nedense (bavul hazırlama konusu ve giysi bedenlerimiz dışında)

Ayçiçeği said...

Çok şaşırdım Renkler'cim. Hangi yönden benzetiyorsun merak ettim:)

kurunane said...

hayatım boyunca s giymedim. en az m. 2 çocuk doğurupta hala s ve xs giyiyorsan maaşallah.

yeni cicilerinide güle güle kullan:)

ciceklibahce said...

Bende şu XS ve S olayına taktım sanırım. Nasıl oluyor da 2 çocuktan sonra hala öyle bir beden olabilmek:) Valla tebrik ediyorum ve çok kıskanıyorum.

Yaz said...

Canım maşallah sana 2 çocuktan sonra hala xs ve s beden giyeyibiliyorsun. Peki bunu nasıl başarıyorsun onu da söyle bari :) ben birinci çocukta duba gibi olurum herhalde :)

Ayçiçeği said...

Canım arkadaşlarım, özel bir şey yaptığım yok. Allah vergisi, çok iyi çalışan bir metabolizmam var herhalde. Ortaokuldan beri kilom aynı. Ilk çocuğuma hamileyken, 6 yıl önce, sokakta gören şaşırırdı. Zayıf olduğum için sadece top yutmuş gibi duruyordum. Sonra 2 yıl önce, ikincisine hamileyken, bu sefer Eb.ru Şa.lı'ya benzettiyorlardı. İşte onun gibi zayıf hamileyim diye. Aslında bu durumda o bana benzemiş. Çünkü benim ilk hamileliğim de öyleydi :P
Mango'yu sevmemin bir nedeni de alışkanlık olsa gerek. Çünkü yıllar önce Türkiye'de o kadar küçük beden bulunmuyordu. 36'dan başlıyordu bedenler ki bazılarının kalıbı yine de boldu. Ama MNG'de 34 beden bulununca, takıldım kaldım o mazaya. Fakat eskisi gibi oradan alışveriş yapmıyorum, çünkü tarzı artık çok çocuk- genç işi gibi geliyor. Arada iyi şeyler çıkarsa alıyorum, geçen günkü gibi:)

renkler said...

Ayçiçekçiğim, seni kendime konuları anlatış tarzın ve titizliğin açısından benzetiyorum sanırım ...