Monday, February 19, 2007

Sakin bir hafta sonu

Of :(((
Ne güzel uzun uzun yazmıştım, bu hafta sonumun nasıl geçtiğini, izlediğim filmi vs.
Sonra ne oldu, kaydetmeyince, bir hata yaptım ve uçtu gitti post ;(

Yine uzun uzun yazmak isterdim, ama özet geçeceğim.

Plansız programsız, sakin bir hafta sonu geçirdik.
Cumartesi günü kayınvalidem bizi yemeğe çağırdı. Zaten oğlumun da içine doğmuş gibi sabah kalkar kalkmaz babaannemlere gidelim mi diye sormuştu:)

Orada, güzel vakit geçirip, yiyip içtikten sonra, eşime dedim ki, hadi çarşıya inelim, hem yarın için balık alırız, hem de dolaşırız biraz.

Çocuklar babaanneleri ve dedeleri ile güzel güzel oynarken, biz çıktık eşimle.
(Kısa yazınca da oluyormuş:) Buraya gelene kadar iki katı filan yazmıştım:))

Çarşıda biraz dolaştık, sonra alışverişlerimizi yaptık.
Kendimiz için fırında pişirmek üzere levrek, kayınvalidemler içinse tavada kızartılmak için dilimlenmiş palamut aldık. Bir de bol roka ve kırmızı soğan.

Hava bayağı serindi, fakat çarşı yine de kalabalıktı. Dönüşte demlenmiş çay bizi bekliyordu ki çok iyi geldi :)

Eve döndükten sonra oğlanları yatırıp, kendimize çerez, abur cubur, içicek hazırladık ve film izledik.
"The Prestige"i izlemenizi tavsiye ederim. Çok güzel bir filmdi ve süpriz bir sonla bitti :)
Biraz "The Illusionist"i andırıyor, sihirbazlık konusu yönünden, fakat yine de çok farklılar.

Pazar günü ise biraz kırıklığım vardı. Geç bir kahvaltıdan sonra, öğle-akşam yemeği şeklinde balıklarımızı yaptık.
Güzel bir sofra hazırlamıştım, ama makinamı cumartesi kayınvalidemlerde unuttuğumu anlayınca çekemedim:(

Eskiden balıkları limon, halka soğan, bazen patates ve maydanozla fırına verirdim. Şimdi ise sadece biraz zeytinyağı, su ve üzerlerine serpilmiş tane biber ile pişiriyorum. Bize böyle sade daha lezzetli gelmeye başladı. Yani balığın tadını tam alabiliyoruz. Yanında da mutlaka bol roka ve kırmızı soğan.

Bu sefer oğlumun balığının üzerindeki tane biberleri almamıştım. O da tabağına bakıp, "Balığımın niye bu kadar çok gözü var?" diye sorarak bizi güldürdü :)

Yemekten sonra kendimi iyice halsiz hissettim. Sofrayı kaldırdıktan sonra, eşime ben biraz yatacağım dedim. Miniği de yatırıp tam iki saat uyumuşum. Kalktığımda boğazım çok kötü ağırıyordu. Hala ağırıyor, ama düne göre biraz daha iyiyim.

Tabii bol bol uyuyup bir de çaylar filan içince, geceyi "Buzda dans" ile bitirebildim:)
Şimdi Zeynep Tokuş devam edecek mi, etmeyecek mi? İşte orayı tam anlayamadım.

12 comments:

renkler said...

The prestige filmini biz de izledik ve evet , the illusionist filmine benziyor. İkisi de güzeldi bence... Bu arada bir bilen çıksa da şu Zeynep ne yaptı bir öğrensek, muamma oldu, bana dert oldu:-)

Ayçiçeği said...

Merak etme, yarın gazetelerde yazar nasıl olsa ne oldu diye.
Benim kafamda bir senaryo var gerçi.
Robert Zeynep'e aşık olduğunu itiraf etti. Fakat Zeynep eşini sevdiğini söyleyerek reddetti. Böylece Robert'le aralarına soğukluk girdi. Robert de bu yüzden buza çıktıklarında ve Zeynep kaymayacağını söylediğinde göz yaşı döktü, hepsi benim suçum diye.
Nasıl ama :)

renkler said...

Hımmm. Senarist olmayı düşündün mü:-)

Ayçiçeği said...

Ne bileyim, sanki haftalardır o kadar yakın durunca, bir elektriklenme olur diye düşündüm.

kurunane said...

afiyet olsun... ben diğer taraftaki yarışmayı izliyorum...

ama senaryon çok mantıklı geldi bana :)

Ayçiçeği said...

Sağol Kurunane'cğm :)
Ama pek yaratıcı değil, kabul ediyorum. Bildiğimiz aşk meşk davaları :))

Gamzeli said...

İzlemek gerekiyor o filmi :)
geçmiş olsun bu arada, bugün bende öyleyim, akşam nasıl olacak bilemiyorum...

Ayçiçeği said...

Gamzeli izle mutlaka :)
Bir de bugünlerde herkeste var bir hastalık, kırgınlık. Havadaki mikroplar birtürlü kırılamadı :(

cenebaz said...

Ayçiçeğim, bence de senin senaryon doğru. Aylardır mıncık mıncık birbirlerine sarılıp duruyorlar, elektriklenme olması normal. Amcamın da gönlü kaymıştır. Bu arada ben sonunu izleyemedim. Kim elendi peki bu hafta?

Ayçiçeği said...

Çenebaz'cğm, elenenler Alp Kırşan ve sevgilisi oldu.
Zaten bak, birbirlerine karşı en dürüst davranan kişiler bunlarmış.
Bir engel olmadığı için de sevgili olmuşlar :))

ciceklibahce said...

Bende olan bitenden birşey anlamadım. Zaten son iki haftadır izlemeiştim bu hafta izleyince herkes çok hırslanmış geldi!! Zeynep Tokuşu ise hiç anlayamadım!!

Ayçiçeği said...

Hiç kimse birşey anlamadığına göre, o da belki söylediğinden çark edip, yarışmaya devam eder :))